Mimarlık yalnızca çizmek mi? Güzel çizim yapabilen iyi mimar mı demektir? Ya da günümüz mimarlığını düşününce daha fazla inşaat alanı daha iyi mimarlık manasına gelir mi? Elbette bu soruların bir tane doğru cevabı yok. Ancak bir yerlerden başlamak gerekiyor. Mimarlığın ne olduğunu öğrenebileceğiniz bir kaç iyi mimar var. Bunlardan birisi benim için Louis Isadore Kahn…
Mimarlığı anlamak yapı malzemesini tanımakla başlıyor. Malzemeyi tanımdan tasarlanan yapıların bir çoğu eksik kalıyor. Bu durumu Louis Kahn’ın şu sözü çok da iyi anlatıyor:
“Bir tuğlayı düşünün ve ona şöyle söyleyin:
-Hey tuğla! Ne istiyorsun?
O size şöyle cevap verir.
– Bir kemer istiyorum.
Ve siz de ona şunu söyleyebilirsiniz:
-Bak, kemerler pahalı, senin üstünde beton bir lento koyabilirim. Ne dersin?
Tuğla:
– Bir kemer istiyorum.
Kullandığınız malzemeyi onurlandırmak önemli. Bunu ancak tuğlayı değiştirmeye çalışmaktan vazgeçip onu yüceltmekle başarabilirsiniz.”
Kahn gibi bir dahinin bir tuğla ile konuşması biraz şizofreni barındırıyor. Ancak mimarlığın bir köşesinde deliliğin yatmadığını söyleyemeyiz. Başka hangi meslek grubu salonun mutfakla ilişkisini düşünerek uykuya dalar ki?
Dönelim asıl meseleye. Malzemeyi tanıyarak mimarlığı öğrenmek. Bu yazı özünde bir ahşap malzeme ile ilgili. Ancak eski çağlarda Japonlar ahşaba başka bir şeyler söylemişler. Ona aslında daha fazla bir şey olabileceğini. Ahşaptan yemek masasında epoksi ile bütünleşip estetik bir görünüşe sahip olmak ile yanmak arasında bir seçim yapmasını istiyoruz bugün.
Bu yapım tekniğinin ismi Shou Sugi Ban. Bir diğer adıyla Yakisugi. Bu teknik, bir kaç aşama ile ahşabı yakarak ömrünü uzatıyor ve ona sahip olmadığı bir kaç yetenek veriyor. Bunlar; suyu uzak tutmak, güneş hasarını önlemek ve böceklere karşı dirençli hale getirmek…
Shou Sugi Ban, ahşabı kömürleştirerek koruyan eski bir Japon dış cephe kaplama tekniğidir. Geleneksel yöntemde Yakushima adasından Japon sedir kerestesinin ham hali kullanılıyor. Günümüzde batı kırmızı sedir, douglas köknar, selvi, çam ve meşe gibi diğer ağaç türleri de kullanılıyor.
İşlem, ahşabın saklanmasını, soğutulmasını, temizlenmesini ve doğal bir yağla bitirilmesini içeriyor. Zaman alıcı olmasına rağmen son ürün kaplaması ile sadece muhteşem değil; aynı zamanda yangına, çürümeye, böceklere karşı dayanıklı ve 80 yıla kadar uzun ömürlü hale geliyor.
Geleneksel teknikte, Shou Sugi Ban tekniği, üç kalasın üçgen bir tüpe bağlanarak iç kısmının ateşe verilmesi ile başlar. Yeterli yanma sağlandıktan sonra açılır ve soğuk suyla söndürülür. Günümüzde pürmüz ile veya seri üretimi amacıyla büyük bir fırın kullanarak aynı etki elde edilebilmektedir. Kömürleşmiş ahşap veya karbonize ahşap sonuç ürün olarak kullanılabilir. Daha rafine ve canlı bir görünüm için fırçalanarak cila uygulaması yapılabilir.
Tekniğin kullanıldığı iç ve dış mekan örnekleri de oldukça fazla.